Bu Yazı Yarına Umut Olsun

Bu Yazı Yarına Umut Olsun

  • Deneyim
  • 29 Mart 2021 Pazartesi
  • 0
  • Okunma : 2450

Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları stajyeri Kuzey İlay Karadağ'ın kaleminden TUİÇ Akademi'de staj yapmak...

‘’Her ne olursa siz izin verdiğiniz için olacak.’’ Sineklerin Tanrısı Filminin Analizi

‘’Her ne olursa siz izin verdiğiniz için olacak.’’ Sineklerin Tanrısı Filminin Analizi

  • Film Analizi
  • 28 Mart 2021 Pazar
  • 0
  • Okunma : 7564

Film klasik realistlerin savunduğu tezler çerçevesinde insan doğasının kötü, çıkar temelli hareket etmesi ve sistemin anarşik yapının neden olduğu sorunları gözler önüne seriyor. Eşitlik, iş birliği ve adalet gibi kavramların büyük felaketler sonrası savunulsa bile güç ve çıkar temelli hareket eden kötü doğaya sahip olanların sistemi zayıflatacakları ve yok edecekleri gerçeği durumun tanımlanması için temel argüman olarak kullanılıyor.

Damızlık Kızın Öyküsü

Damızlık Kızın Öyküsü

  • Kitap Önerileri
  • 28 Mart 2021 Pazar
  • 0
  • Okunma : 2577

1985 yılında yayınlanan Damızlık Kızın Öyküsü, Margaret Atwood’un ‘ütopya’ ve ‘distopya’ kavramlarını birleştirerek ‘üstopya’ adını verdiği özgün bilimkurgu türündeki romanıdır. Atwood, Kör Suikastçi ve Ahitler kitaplarıyla dünyanın en saygın edebiyat ödüllerinden Man Booker ödülüne layık görülmüştür. Ayrıca 2017 yılında aynı adla televizyon dizisine uyarlanan Damızlık Kızın Öyküsü, 15 Emmy ve 2 Altın Küre ödülü kazanmıştır. Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları stajyeri Ece Abbas'ın kaleminden...

Entelektüel Kavramı Ekseninde Post-Modernizmin Siyasi Tarihe Etkisi Üzerine Bir İnceleme

Entelektüel Kavramı Ekseninde Post-Modernizmin Siyasi Tarihe Etkisi Üzerine Bir İnceleme

  • Araştırma Yazıları
  • 27 Mart 2021 Cumartesi
  • 0
  • Okunma : 3472

Bu makalenin amacı post-modernizmin entelektüeller için tehdit olup olmadığını siyasi tarih boyutunda incelemek ve post-modernizm ile entelektüel kavramlarının siyasi tarihe etkisini ortaya çıkarmaktır. Son dönemlerde tartışma konusu haline gelen post-modernizm ile entelektüeller arasındaki çatışma ve fikir ayrılığı, post-modernizmin entelektüeller için bir tehdit olup olmayacağı sorusunu doğurmuştur. Bu sorunun siyasi tarihte etkisi ve önemi üç bölüm ile anlatılacaktır. Bu bölümlerden ilki post-modernizmi daha iyi anlayabilmek için modernizm ve post-modernizmin tanımı üzerinde duracaktır. İkinci bölüm siyasi tarihte post-modernizmin etkisini, üçüncü bölüm ise entelektüellerin post-modernizme bakış açısını ve siyasi tarihte nasıl şekillendiğine değinecektir. Bilgilerin harmanlanmasıyla değerlendirme ve sonuca ulaşılacaktır. The aim of this article is to examine whether post-modernism is a threat for intellectuals in terms of political history. Also this article aims to reveal the effects of post-modernism and intellectual concepts on political history. Recently, the conflict and divergence between intellectuals and post-modernism which has been the subject of discussion, raised the question of whether post-modernism will be a threat to intellectuals. The effect and importance of this problem in political history will be explained in three chapters. The first of these chapters will focus on the definition of modernism and post-modernism in order to better understand post-modernism. The second part will deal with the impact of post-modernism in political history, while the third part will deal with the intellectuals’ perspective on post-modernism and how it has been shaped in political history. Evaluation and result will be reached by collating the information.

İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE AVRUPA’DA FAŞİST REJİM: İTALYA VE ALMANYA ÖRNEKLERİ

İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE AVRUPA’DA FAŞİST REJİM: İTALYA VE ALMANYA ÖRNEKLERİ

  • Araştırma Yazıları
  • 27 Mart 2021 Cumartesi
  • 1
  • Okunma : 20530

Birinci Dünya Savaşı’nın bitimiyle devletler kendilerine yeni yollar çizmişlerdir. İtalya’da Benito Mussolini, Almanya’da Adolf Hitler iktidara gelmiştir. Savaştan mağlup ayrılan Almanya kaybettiklerini geri kazanmak istemektedir. Galip devletler arasında yer almasına rağmen İtalya ise beklediği kazançları elde edememiştir. O dönemde bu iki ülkeye faşizm çözüm yolu olarak görünmüştür. Böylece otoriter ve totaliter bir rejim olan faşizm ortaya çıkmış ve etkinlik alanı genişlemeye başlamıştır. Benito Mussolini ve Adolf Hitler izledikleri faşist politikalar çerçevesinde çeşitli çalışmalar yapmışlardır. Halkın desteği de faşizmin yayılmasında etkili olan bir unsurdur. Faşist politikaların sonucunda birçok olumsuz durum meydana gelmiştir. Bu olumsuz durumların en önemlisi İkinci Dünya Savaşı’dır. Faşizmin ortaya çıkışı İkinci Dünya Savaşı’nın temel sebeplerinden biridir. With the end of the First World War, states drew new paths for themselves. Benito Mussolini in Italy and Adolf Hitler in Germany came to power. Germany which is defeated wants to regain what he lost. Despite being among the winning states, Italy could not achieve the gain he expected. At that time, fascism seemed to be a solution to these two countries. Fascism, an authoritarian and totalitarian regime, emerged and its area of influence began to expand. Benito Mussolini and Adolf Hitler have carried out various studies within the framework of their fascist policies. The support of nations is also an effective factor in the spread of fascism. Many adverse situations have occurred as a result of fascist policies. The most important of these negative situations is the Second World War. The emergence of fascism is one of the main causes of the Second World War.

The 2014 Genocide and its impact on the Yazidi Diaspora

The 2014 Genocide and its impact on the Yazidi Diaspora

  • Araştırma Yazıları
  • 25 Mart 2021 Perşembe
  • 0
  • Okunma : 2419

This paper argues that the 2014 Genocide had resulted in forming a Yazidi diaspora because they lost their security and safety feeling in their homeland. Therefore, they have established a communal responsibility and purpose to seek justice, demand jurisdiction over perpetrators, prevent another genocide, and protect their culture.

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NIN İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE VEKALET SAVAŞLARI ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NIN İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE VEKALET SAVAŞLARI ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

  • Araştırma Yazıları
  • 23 Mart 2021 Salı
  • 0
  • Okunma : 7231

Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesi ve barış anlaşmalarının imzalanması uluslararası sistemde yaşanan çatışmaları bitirmeye yetmemiştir. Savaşın ardından kazananlarca çizilen yeni sınırların, kendine milliyetçi bilinç oluşturmuş ve ulus kimliği edinmiş toplumların istekleri göz ardı edilerek oluşturulması ve barış anlaşmalarının ağır koşulları İki Savaş Arası Dönemde şiddetin gitgide artmasına neden olmuştur. Bu çerçevede Avrupa, kendi ulus-devletlerini kurmak isteyen toplumların bağımsızlık savaşlarına sahne olmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı da bu bağımsızlık mücadelelerinden biridir. Bu çalışmada öncelikle savaş olgusunun değişimi ve vekalet savaşı kavramı, ardından bu kavram üzerinden iki savaş arası dönemde yaşanan Türk Kurtuluş Savaşı’nın bir vekalet savaşı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği Kurtuluş Savaşı döneminde Türk-Rus ilişkileri göz önünde bulundurularak tartışılacaktır.

Kültürel Diplomasi Stratejilerinin Bir Parçası: Gastrodiplomasi

Kültürel Diplomasi Stratejilerinin Bir Parçası: Gastrodiplomasi

  • Araştırma Yazıları
  • 22 Mart 2021 Pazartesi
  • 0
  • Okunma : 3164

Ülkelerin kendi mutfaklarını ve kültürlerini diğer ülkeler ile paylaşma arzusunun getirdiği rekabet ortamı ile her ülkenin tarihsel, kültürel özelliklerine erişmenin daha da basitleştiği bir dünyada yaşar hale gelmemiz insanoğlunun geleceğe dair merakını pekiştirmektedir. Ülkeler arası kültürel bir köprü görevi üstlenmek için adını nadir duyduğumuz Gastrodiplomasi, günümüz dünyasında artık bir ihtiyaç olarak olarak karşımıza çıkmaktadır. Diplomasi Çalışmaları Stajyeri Fatih Burak ELVEREN'in kaleminden..

12 Eylül: Türkiye'nin Miladı

12 Eylül: Türkiye'nin Miladı

  • Film Analizi
  • 21 Mart 2021 Pazar
  • 0
  • Okunma : 2632

Senaristliğini Mehmet Ali Birand, Rıdvan Akar ve Hikmet Bila'nın üstlendiği "12 Eylül" belgeseli Mehmet Ali Birand'ın unutulmaz anlatımıyla Türk siyasal tarihine ilgi duyan herkesin istisnasız yolunun kesiştiği bir yapıt olarak bilinir. Türk Siyasal Hayatı stajyerlerinden Kübra Taşbaş'ın kaleme aldığı analiz, 12 Eylül Askeri Darbesi'nin, Türk siyasal tarihinde ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kesişimsellik Drag ile Buluşunca: Paris is Burning Film Analizi

Kesişimsellik Drag ile Buluşunca: Paris is Burning Film Analizi

  • Film Analizi
  • 21 Mart 2021 Pazar
  • 0
  • Okunma : 2450

Jennie Livingston tarafından yönetilen 1990 yapımı Paris is Burning New York'taki balo kültürünü anlatıyor. Yalnızca cinsel kimlik ya da cinsel yönelime vurguda bulunmayan belgesel, kesişimsellik teorisini de içinde barındırıyor. Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları stajyeri Elgiz Çakır'ın kaleminden...