Bitmeyen Umuda Yolculuk: The Guest (Misafir)
Önceki
Bu yazı dünyanın her yerinde var olan regl tabusu ve stigmasının kaynaklarını gözler önüne sermeyi ve regl yoksulluğu kavramını açıklayarak onunla mücadele etmeyi hedefler. Yazı, dört bölümden oluşmaktadır. İlk olarak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin günlük kullanılan dil ile nasıl pekiştiği ve reglin bir tabuya dönüşmesinde nasıl bir etkisi olduğu anlatılacaktır. İkinci olarak, kapitalizmin farklı cinsiyetleri nasıl farklı düzeylerde etkilediği ve toplumdaki natrans heteroseksüel erkekler haricinde kalan bireylerin yoksulluğa nasıl daha fazla maruz kaldığı incelenecektir. Üçüncü olarak, regl yoksulluğu kavramından bahsedilecek ve farklı ülkelerden ve geleneklerden insanların yaşadığı deneyimler kültürel bağlamda aktarılacaktır. Dördüncü bölüm olan sonuç bölümünde ise regl tabusu ve regl yoksulluğu ile mücadelede atılabilecek adımlardan bahsedilerek çalışma sonlandırılacaktır.
Giriş
Regl dünya nüfusunun aşağı yukarı yarısını etkileyen biyolojik bir olgudur. Buna rağmen regl tabusu ve stigması yüzyıllardır regl olan bireylerin omuzlarında taşıdığı bir yüke dönüşmüştür. Reglin tabulaşmasının arkasında yatan birçok neden vardır. Örneğin, kültürel ve geleneksel birikimler, günlük dilde cinsiyetçi sözcük kullanımı, yanlış bilginin yaygınlığı, ataerkil sistemin regl olan bireyleri bastırmak ve kontrol altına almak adına yürüttüğü politikalar bu sebeplerden bazılarıdır. Yaratılan tabunun altında ezilen bireyler için sonuçlar hem psikolojik hem de fiziksel zarar görmedir. Bu yazıda regl tabusunun arkasındaki sebepler ve yarattığı sonuçlar dile getirilecek ve bu alanda ne gibi olumlu çalışmalar yapılabilir sorusuna cevap aranacaktır.
Günlük Dilde “Regl” ve Cinsiyetçi Söylemler
Bu bölümde günlük dilin etkisiyle pekiştirilen toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve bunun sonucunda regl olan bireylerin bu pratiklerden nasıl etkilendiği anlatılacaktır.
Dil ve kültür birbirinden ayrılamaz iki olgudur. Farklı bölgelerde ve toplumlarda ortaya çıkan dil pratikleri oradaki insanların yaşam biçimini doğrudan etkiler. Yaşam biçimlerine uygun olarak da her bölgede farklı kelime ihtiyaçları ortaya çıkar. Gelişmişlik düzeyi ile dilin cinsiyetçi tavırdan arınması arasında doğru orantı vardır. Regl olan bireyler birden fazla zorlukla karşılaşır. Menstrüal hijyen ürünlerine ulaşımın zorluğu, eğitimsizlik ve maruz kalınan zorbalık bir yana, sadece regl sözcüğünü kullanmak dahi birçok toplum ve kültürde sorun teşkil etmektedir. Clue ve Uluslararası Kadın Sağlığı Koalisyonu’nun işbirliğiyle gerçekleştirilen bir araştırma bizlere gösteriyor ki regl sözcüğünü kullanmamak adına 10 farklı dilde yaklaşık 5000 sözcük kullanılıyor (Clue, 2016). Bunun sonucu ise regl dahi diyemeyen bütün bir bölgedeki insanların biyolojik gerçekliklerinden utanması olarak karşımıza çıkıyor. Kelimenin kendisinden dahi korkulan bu toplumlarda regl tabusunun ve stigmasının derinleşmesi başta regl olan bireyleri ve genel anlamıyla tüm toplumu ve toplumun gelişmişlik düzeyini etkiler.
Sadece belli bir bölgede, kültürde veya gelişmişlik düzeyinde değil, dünyanın her yerde karşılaşılan regl stigması, regl olan bireyler için utancın yanısıra daha riskli sonuçlar da meydana getirmektedir. Örneğin, sağlık sorunlarını kimseyle paylaşamama, özgüven ve özbakım eksikliği, güvensiz veya riskli cinsellik yaşama ve hatta kendine zarar verme hali. Bu noktada siyasi, toplumsal ve ekonomik düzenlemeler büyük önem arz etmektedir. Bizler dil ile çevremizi yorumlarız, gerçekliği dil yoluyla inşa ederiz. İletişim dilini değiştirmek düşüncelerimizi ve davranışlarımızı değiştirmenin en verimli yöntemidir. (UNDP, 2019). Olumlu düzenlemeler ile regl tabusunun ve stigmasının azaltılabileceği ve regl olan bireylere daha güvenli ve huzurlu alan yaratılabileceği gibi, olumsuz düzenlemeler ve eylemler sonucunda da durumun vahameti artabilir. Örneğin Türk Dil Kurumu’nun (TDK) “kirli” sözcüğüne karşılık olarak “Aybaşı durumunda bulunan (kadın)” tanımını kullanıyor olması regl olan bireyler için travmatize edicidir. Hem “kadın” vurgusunun yapılması kadın beyanı bulunmayan ve regl olan bireylerin dışlanması anlamına gelir hem de “regl olmak ile kirli olmak aynıdır” şeklinde anlaşılır. Oysa ki reglin ve regl sıvısının kirli olduğu anlayışı bir mitten ibarettir. Regl sıvısı kan, rahim dokusu, mukus ve bakteri içerir (Yuen, 2019). Bu sebeple regl kanı yerine regl sıvısı terimini kullanmak da daha doğru olacaktır. Bu sıvının diğer bedensel sıvılardan farklı algılanması regl tabusunun beslenmesine yol açmaktadır. Okul müfredatında yeterli zaman ayrılmayan regl konusu yanlış bilgilerle ve mitlerle beslenerek günümüzün genç yetişkinlerinde ve yetişkinlerinde içkin olan tabuyu pekiştirir. Bu sebeplerle dilde ve eğitimde reform yapılması gereklidir. Türkiye’de belli bir konuma ve öneme sahip TDK gibi kurumların günlük dili toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirmek için çalışmalar başlatması, resmi ve resmi olmayan yazışmalarda toplumsal cinsiyete duyarlı dil kullanımın tüm merciler tarafından teşvik edilmesi gerekmektedir. Toplumsal cinsiyete duyarlı dil kullanımı ile travmatize edici ve tabulaştırıcı anlayışa karşı bir mücadele başlatılabilir. Bütünü değiştirmede resmi kurumlar ve büyük toplulukların çabası daha fazla etkili olsa da bireysel çapta yapılabilecek değişimler de tabunun kırılmasına yardımcı olacaktır. Bu sebeple bireysel olarak da araştırmalar yapılmalı, toplumsal cinsiyete duyarlı iletişimi benimsemek için adım atılmalıdır. Yalnızca regl demeye başlayarak dahi regl tabusu ve stigması zayıflatılabilir.
Kapitalizm ve “Kadının” Yoksullaşması
1970lerde küresel çapta ayyuka çıkan ekonomik durgunluğun başlarda geçici olduğu düşünülmüştür. Daha sonra ise krizin geçici olmadığı ve ekonomik büyümenin durduğu fark edilmiş, bir çözüm bulmak için birçok siyasetçi, düşünür ve bilim insanı fikir ve politika üretmeye çalışmıştır. Aynı yıllarda feminizmin ve kadın hareketinin güçlenmesi ile kadınlar için istihdam yaratılması da dile getirilir olmuştur. 1980lerde neoliberal politikalar benimsenmiş ve “kadın” emeği ve istihdamı teşvik edilmiştir. Bu politikalar ile hem ekonomik durgunluğa bir son verileceği ve üretimin artacağı, hem daha fazla işçiye alan açılacağı hem de kadın istihdamı yaratılacağı ve cinsiyetlerarası eşitsizliğin sonlanacağı düşünülmüştür. Sonuç kadınlar için büyük bir hayal kırıklığı olmuştur (İçli, 2017). Kapitalist ve ataerkil düzende kadınların çalışması demek yeni bir sömürü düzeni içerisinde kadının daha fazla sömürülmesi, yorulması ve emeğinin karşılığını hiçbir zaman alamaması demekti. Nitekim ortaya çıkan tablo güvencesiz çalışma, erkeklere kıyasla daha uzun çalışma saatleri, daha az ücret ve kadının ev ile iş yükünü üzerine alması oldu. Kadınlar yoksulluğu daha çok hissetti çünkü iş hayatına katılsalar dahi kazandıkları düşük ücretin yönetimi erkekteydi. Kadın, kendi maaşı olduğu halde, eşinin ona verdiği “harçlık” ile evin ihtiyaçlarını görmeliydi. Ayrıca kadın eğer varsa himayesindeki çocuk ve yaşlının bakımını sağlamak mecburiyetindeydi. Tüm bunların sonucunda kadınlar yoksulluğu daha çok alanda ve daha derin hissetmektedir.
Günümüzde ülke ve bölge fark etmeksizin birçok kadın sağlık hizmetlerine rahatlıkla ulaşamıyor, doğum kontrol yöntemleri ve kürtaj gibi konularda bilgi ve hizmet almakta zorlanıyor, menstrüal hijyen ürünlerine rahat ulaşamıyor. Bazı ülkeler ve bölgelerde ise sadece rahat ulaşamamakla kalınmıyor, kürtajın yasaklanması, regl olan bireylerin evden uzaklaştırılması veya okuldan alınması, evlilik içi tecavüzün yaygın olması gibi durumlar mevcut. Kapitalizm ve ataerkinin çarkları arasında yoksullaştırılan ve eğitimden mahrum bırakılan kadının kendi bedeni üzerinde söz söylemesine çoğunlukla izin verilmiyor. Regl tabusu ve regl yoksulluğu hala birçok insanın duymak ve kabullenmek istemediği kavramlar olarak varlığını sürdürüyor. Her şeye rağmen bireyler seslerini duyurmak için çabalamaya devam ediyorlar.
Kültür ve Regl Yoksulluğu
Regl yoksulluğu kavramı son yıllarda feminist aktivizm çerçevesinde dile getirilmeye başlanmış bir kavramdır. Özellikle Türkçe içeriklere baktığımızda kavramın henüz çok yeni olduğunu ve tam manasıyla anlaşılmaya ihtiyacının olduğunu görüyoruz.2017 yılında İlayda Eskitaşçıoğlu tarafından Türkiye’de kurulan Konuşmamız Gerek isimli regl yoksulluğu ile mücadele etmeyi düstur edinmiş oluşumun tanımına göre regl yoksulluğu, regl olan bireylerin alım güçlerinin yetmemesi nedeniyle regl oldukları zaman kullanmaları gereken hijyenik ürünlere erişememeleri anlamına gelmektedir (Konuşmamız Gerek, 2020).Türkiye dışında kalan içeriklere ve katkılara baktığımızda ise karşımıza birçok tanım çıkıyor. Royal College of Nursing’in açıkladığı tanıma göre bireylerin maddi imkansızlıklar sebebiyle menstrüal hijyen ürünlerine ulaşamaması regl yoksulluğu çerçevesinde değerlendirilmelidir (Royal College of Nursing, 2020). American Medical Women’s Association’ın yaptığı regl yoksulluğu tanımlaması ise kavramı biraz daha genişletiyor ve menstrüal hijyen eğitimine ulaşamamayı, temizlik için alanların bulunmamasını ve atık yönetiminin zorluğunu da kapsıyor (Alvarez, 2019).
Regl yoksulluğundan bahsederken dile getirilen bir diğer kavram ise Menstrüal Hijyen Yönetimi (MHY) oluyor. Bu kavram temiz menstrüal hijyen ürünlerine ulaşmanın yanısıra, su ve sabun gibi temizlik ürünlerine ulaşımı, güvenli ve rahat kabin ve tuvaletlerden atık yönetimine kadar olan geniş bir alanı kapsar. Ayrıca MHY’yi regl eğitimi ve cinsel sağlık eğitimi, sosyal ve psikolojik destek ve ağrı yönetimini kapsayacak şekilde tanımlayan bazı kuruluşlar da vardır (Sommer, 2017). MHY eksikliği ülke ve bölgeden bağımsız olarak karşımıza çıkabilir ve sonuçları regl olan bireyler için kamusal alandan kopukluk başta olmak üzere birçok alanda olabilir. Yine de gelişmişlik düzeyi düşük ülkelerde daha sık rastlanmaktadır. Özellikle sağlık hizmetlerinin ve eğitimin yetersiz olduğu gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerde MHY oldukça düşük seviyelerdedir (Chin, 2014).
Kültürel birikimlerin de etkisiyle regl tabusu ve stigması güçleniyor. Gelenekler ve dini inanışlar sebebiyle aşılması zorlaşan ve gittikçe derinleşen regl tabusu, MHY eksikliği ve bu alanda yürütülen yanlış veya eksik politikalar yüzünden toplumsal cinsiyet eşitsizliği gün be gün artıyor. Natrans heteroseksüel erkekler ile onlar haricinde kalan bireyler arasında zorbalığa uğrama ve temel ihtiyaçlara ulaşamama konusunda büyük bir fark ortaya çıkıyor.
Birçok kültürde regl olan birey, kirli olmanın yanı sıra günahkâr ve uğursuz kabul ediliyor. Dünyanın farklı bölgelerinde farklı gelenekler ve adetler bu stigmayı besliyor. Özellikle sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan bireyler ve insan grupları arasında bu durum daha yaygın. Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler bu durumun yaygın görüldüğü ve reglinin daha fazla tabulaştırıldığı yerlerden. Örneğin “Chhaupadi” regl tabusunu besleyen bu inanışlardan yalnızda biri. Bir Hindu inanışı olan Chhaupadi’nin temsiline Nepal ve Hindistan’da günümüzde dahi sıkça rastlanıyor. Bu inanışa göre regl olan birey çevresine kötü şans getirir ve eve girmesi sakıncalıdır. Birey regl olduğu müddetçe evin dışında, en azından evdeki ayrı bir odada gününü geçirmeli ve uyumalıdır (Gautam, 2017). Bazı durumlarda bireyin kendini evdeki diğer bireylerden tamamen izole etmesi beklenirken bazı durumlarda sadece mutfağa girmemesi, suya, süt ve süt ürünlerine dokunmaması yeterli görülür. Evin dışında kalmanın şart koşulduğu daha sert uygulamalar genelde riskli sonuçlar yaratır. Her ayın belli bir dönemini evden uzakta, görece daha güvensiz bir alanda geçiren birey için hayvan saldırısı, cinsel saldırısı veya hastalanma sıklıkla karşılaşılan sonuçlardır. Ciddi sonuçlardan biri ise ölümdür. Birey açlık, bakımsızlık, enfeksiyon, hayvan veya insan saldırısı gibi sebeplerle hayatını kaybedebilir (Kirkegaard, 2020). Uğursuz ve kirli kabul edilen bireyin mutfağa, eve, tapınağa, okula alınmaması regl olan kesimin natrans heteroseksüel erkeklere göre ekonomik açıdan gelişememesinin de en önemli nedenidir.
Kamusal alana rahatça çıkamayan, utandırılan, zaman zaman şiddete maruz kalan birey sistematik olarak travmatize edilir. Her ayın belli bir süresini kısmi hapiste geçiren birey için düzenli bir işte çalışma veya düzenli şekilde bir aktive yapabiliyor olması imkânsızdır. Yani, gelenekler regl tabusunu ve stigmasını besliyor. Toplumlar dini ve kültürel sebeplerle inanışlarına sıkı sıkıya bağlı oluyor, değişim ve dönüşüm zorlaşıyor. Birey kamusal alandan dışlanmış oluyor veya dışlanmış gibi hissediyor, ekonomik bağımsızlığa kavuşamayan birey geleneksel yapıdan kurtulamıyor ve bir çeşit döngü yaratılmış oluyor. Hem birey hem de ait olduğu grup/toplum bağımlı ve sınırlandırılmış kalıyor. Regl olan bireylerin eğitim alamaması, kendine ait bir alan yaratmasına izin verilmemesi ve regl olduğu yıllar boyunca travmatize edilmesi güvensiz ve potansiyelinin altında yaşayan bireyler yetişmesine neden oluyor ve tüm bunlar hem bireysel hem de toplumsal ölçüde gerilemeye sebebiyet veriyor.
Sonuç
Dünya tarihi boyunca nüfusun neredeyse yarısını regl olan bireyler oluşturmaktadır. Bu kadar eski, doğal ve insana içkin bir konunun, yani menstrüal döngünün tabulaştırılması ve bu döngüyü ifade eden terimlerden dahi kaçınılması ataerkil düzenin birçok bireyi nasıl yaraladığıyla yakından ilgilidir. Menstrüal hijyen ürünlerine ulaşımın her zaman mümkün olmaması, ulaşıldığında ise yüksek vergili ürünlerle karşılaşmak, regl olunduğunda bunu gizlemek zorunda hissettirilmek ve hatta bazı bölgelerde insanların regl olmaya başlamasını takip eden süreçte evden çıkamaması önemsenmesi gereken toplumsal sorunlardır. “Kadın” yoksulluğunun ve cinayetlerinin ve natrans heteroseksüel erkek olmayan bireylerin eğitime daha zor devam ediyor olmasının arkasında bu toplumsal algı ve ataerkil bakış açısı vardır. Regl tabusu ve regl yoksulluğu ile mücadele etmek için bu alanda fikir üretilmesi, bilimsel araştırma yapılması, saha çalışmalarına önem verilmesi ve hem bireysel hem de toplumsal seviyede dönüşümün hedeflenmesi şarttır. Regl olmak doğal bir olgudur ve menstrüal hijyen ürünlerine ulaşmak bir haktır. Bu noktada hem bireysel bilinçlenme ve dile getirme hem de siyasi figürlerin yürüteceği politikalar büyük önem teşkil etmektedir.
Cansel Zey
TUİÇ Akademi Feminizm Okumaları Staj Asistanı
Bibliyografi
Açıkgöz, R. (2010). Kadın Yoksulluğu Üzerine Bir İnceleme. Yardım ve Dayanışma, 1(2), 45-60.
Adair, V. C. (2008). The Missing Story of Ourselves: Poor Women, Power and the Politics of Feminist Representation. NWSA Journal, 20(1), 1-25.
Alexander, K. T.,Zulaika, G., Nyothach, E., Oduor, C., Mason, M., Obor, D., Eleveld, A., Laserson, K. F., Phillips-Howard, P. A., (2018). Do Water, Sanitation and Hygiene Conditions in Primary Schools Consistently Support Schoolgirls’ Menstrual Needs? A Longitudinal Study in Rural Western Kenya. International Journal of Environmental Research and Public Health, 15, 1-15.
Alvarez, A. (2019, October 31). Period Poverty. American Women’s Medical Association.
https://www.amwa-doc.org/period-poverty/
Chin, L. (2014). Period of Shame. The effects of menstrual hygiene management on rural women and girls’ quality of life in Savannakhet, Laos. [Master’s thesis, Lund University].
Clue. (2016, March 11). Top euphemisms for “period” by language.
https://helloclue.com/articles/culture/top-euphemisms-for-period-by-language
Columbia Public Health. (2019, October 9). Period Posse Presents: "Ending the Tampon Tax: Mobilizing Policy Change in the US & the UK" [Video]. YouTube. https://www.youtube.com/watch?v=x6m7uB4VS88&feature=youtu.be
Columbia PublicHealth. (2020, October 21). Period PossePresents: "Making Menstrual Pain a Priority: Global Practice&Policy" [Video]. YouTube. https://www.youtube.com/watch?v=LlXItKZfdxY&feature=emb_logo
Curtis, L. J.,Rybczynski. (2014). Exiting Poverty: Does Sex Matter? Canadian Public Policy, 40(2). 126-142.
Emilie. (2019, June 6). Is menstrual blood dirty? We tell you everything! Smoon Lingerie Fem. https://smoon-lingerie.com/blogs/menstruations-saignements/le-sang-des-regles-est-il-sale?lang=en
Gautam, Y. (2017). Chhaupadi: A Menstrual Taboo in Far Western Nepal. Journal of Nursing & Healthcare, 2(4), 1-4.
George, A. (2019, May 28). The stigma over periods won’t end until boys learn about them too. The Guardian. https://www.theguardian.com/commentisfree/2019/may/28/stigma-periods-boys-young-women-bullying-menstruation
Gerşil, G. (2015). Küresel Boyutta Yoksulluk ve Kadın Yoksulluğu. Yönetim ve Ekonomi, 22(1). 159-181.
Gordon, A. (2019, February 24).Period taboo: Why can't we talk about menstruation? BBC News. https://www.bbc.com/news/uk-northern-ireland-47254222
Güneş, F. (2011). Farklı Emek Kategorileri Açısından Kadın Yoksulluğu. Çalışma ve Toplum, 2011(2), 217-248.
İçli, G. (2017). Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikaları ve Küreselleşme. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 30(0). 133-143.
Kirkegaar, D. (2020). Left in the Dark: How Period Taboos Put Women and Girls at Risk. UNFPA.
https://www.friendsofunfpa.org/left-in-the-dark-how-period-taboos-put-women-and-girls-at-risk/
Konuşmamız Gerek. (2020). Regl Kılavuzu [Broşür].
https://konusmamizgerek.org/wp-content/uploads/2020/09/regl-kilavuzu-2_compressed.pdf
Kuhlmann, A. B.,Bergquist, E. P., Danjoint, D., & Wall, L. L. (2019). Unmet Menstrual Hygiene Needs Among Low-Income Women. Obstetrics & Gynecology, 133(2), 238-244.
Lahme, A. M.,Stern, R., Cooper, D. (2016). Factors impacting on menstrual hygiene and their implications for health promotion. Global Health Promotion, 0(0), 1-9.
Litman, J. (2018, June 5). Menstruation Stigma Must Stop. Period. The Public Health Advocate. https://pha.berkeley.edu/2018/06/05/menstruation-stigma-must-stop-period/
MacRaeID, E. R.,Clasen, T., Dasmohapatra, M., Caruso, B. A. (2019). It’s like a burden on the head’: Redefining adequate menstrual hygiene management throughout women’s varied life stages in Odisha, India. PLOS ONE, 14(8), 1-23.
Qin, D. (2004). Toward a Critical Feminist Perspective of Cultureand Self. Feminism & Psychology, 14(2), 297-312.
Royal College of Nursing. (2020). What is period poverty?
https://www.rcn.org.uk/clinical-topics/womens-health/promoting-menstrual-wellbeing/period-poverty
Sarıçetin, D. (2020, May 28). Konuşmamız Gerek. Vogue. https://vogue.com.tr/metropol/konusmamiz-gerek
Sommer, M.,Hirsch, J. S., Nathanson, C., Parker, R. G. (2015). Comfortably, Safely, and Without Shame: Defining Menstrual Hygiene Management as a Public Health Issue. American Journal of Public Health, 105(7). 1303-1311.
Sommer, M.,Phillips-Howard, P. A., Mahon, T., Zients, S., Jones, M., Caruso, B. A. (2017). Beyond menstrual hygiene: addressing vaginal bleeding throughout the life course in low and middle-income countries. BMJ Glob Health, 2, 1-6.
Sommer, M., Sahin, M. ( 2013). Overcoming the Taboo. American Journal of Public Health, 103(9), 1556-1559.
Soysal, D. (2018). Bitmeyen Gerginlik: Sınıf mı Cinsiyet mi? Düşünme Dergisi, 12, 8-18.
Şener, Ü. (2012). Kadın Yoksulluğu. Mülkiye Dergisi, 36(4), 51-67.
TEDxTalks. (2016, November 4). A period to period-shaming | Rupal Gupta, Apurva Kothari & Niharika Adwani | TEDxYouth @JPIS [Video]. YouTube. https://www.youtube.com/watch?v=qZIx9GDaoik
TEDxTalks. (2017, December 8). Period Poverty : Breaking The Silence | Amika George | TEDxCovent Garden Women [Video]. YouTube. https://www.youtube.com/watch?v=1WRuKvLMkpA
Tull, K. (2019). Period poverty impact on the economic empowerment of women. K4D Helpdesk Report 536. Brighton, UK: Institute of Development Studies.
UNDP. (2019). Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi [Broşür].
United Nations Department of Economic and Social Affairs. (2010). Rethinking Poverty Report on the World Social Situation 2010 (No. E.09.IV.10). https://www.un.org/esa/socdev/rwss/docs/2010/fullreport.pdf
Witchalls, C. (2018, May 27). Why a monthly period is especially hard for millions of women and girls around the world. The Conversation. https://theconversation.com/why-a-monthly-period-is-especially-hard-for-millions-of-women-and-girls-around-the-world-78235
Yarar, B. (2015). Küresel yoksulluk içinde kadın yoksulluğu, küresel kadın hareketi içinde yoksulluk odaklı STK’lar. Fe Dergi, 7(1), 32-49.
Yuen, C. (2019, April 15). 8 Period Myths We Need to Set Straight. Healthline. https://www.healthline.com/health/womens-health/period-myths
Zehtabchi, R. (Director). (2018). Period. End of Sentence. [Film]. Netflix.
© Copyright 2024 TUİÇ Akademi - WebTech Bilişim tarafından sevgi ile geliştirildi.
YORUMLAR